Genç kızlığımda gördüğüm bir takvim kapağı fotoğrafıydı.
Beni büyülemiş ve bu kadar güzel bir yer olabilir mi dedirtmişti. O zamanlar sadece Avusturya'da bir kasaba olduğunu öğrenebilmiştim.
Yıllar geçti. Ben bu fotoğrafı unuttum gitti.
Ta ki internette ' Avrupa'da ki masal diyarları' adlı bir yazıyı görene kadar.
Bled gezisi planlarımı yaparken arkadaşım Şule ve eşinin karavan seyahatlerinde buraya da uğradıklarını görünce, onlardan bilgi alarak, hemen planıma burayı da dahil ettim.
Neresi mi burası?
Avusturya'nın masal kasabası Hallstatt.
Öncelikle buraya nasıl gidilir?
Avusturya'nın tam ortasında yer alması nedeniyle Viyana yada Salzburg'dan buraya ulaşmak çok kolay.
Bizim rotamıza Salzburg daha uyduğundan oradan gitmeye karar verdik. En Son Bled'ten yola çıkmıştık biliyorsunuz. Bled yazımı okumayanlar için bir önceki yazımı okumalarını tavsiye ederim. Bled'ten direkt Salzburg'a gidemiyorsunuz ne yazık ki??
Birkaç günlük araştırmalarım sonucunda Bled'ten Salzburg'a nasıl gittiğimizi yazıyorum. Çünkü ben çok açıklayıcı bilgi bulamamıştım. Herkes arabasını kiralamış geziyor:))
Öncelikle Bled'ten otobüsle Slovenya'nın, Avusturya sınırındaki şehri Jesenice gittik.
Jesenice tren istasyonunda Graz'lı bir amca ile tanıştık. Amcanın tek tük kelime İngilizcesi bizim olmayan Almancamızla bir sohbetimiz vardı inanamazsınız. Amcanın üç kere evlenip ayrıldığını eski bir denizci olduğunu Atatürk hayranı olduğunu ve daha neler neler öğrendik.
Sonrasında Jesenice'ten trene binip Avusturya'nın Villach adlı şehrine gittik. Burada bir saatimiz vardı. Bu bir saati burayı gezerek geçirdik. Şirin mi şirin küçük bir şehir.
Villach'tan da tekrar trene binip güzel manzaralar eşliğinde Salzburg'a ulaştık. Tren biletlerini de önceden internetten alınca hem kolaylık hem de ekonomik oldu.
Mozart'ın şehri Salzburg'a akşam 8 gibi varabilmiştik.
Otelimiz Goldenes Theater Hotel oda kahvaltı 40 Euro
Tren istasyonuna ve şehir merkezine çok yakın 4 yıldızlı orta ölçekli bir otel.
Sabah kahvaltımızı otelde yaptıktan sonra hayalimiz olan Hallstatt'a gitmek için yola çıktık.
Bu arada Salzburg dan buraya turlar da var.Paramı veririm rahat ederim derseniz turla da gidebilirsiniz.
Öncelikle Salzburg'dan 150 nolu otobüse binerek Bad İschl' e gittik.150 nolu otobüste bizim otelin tam karşısındaki duraktan geçmiyor mu aman ne güzel.
Bad ischl'e gittik 'kötü bir iş' yapmadık diye soğuk bir espri yapayım. Avusturya sınırları içinde yerler için yazılım hatası yapmamak için notlardan kopya çekiyorum.
Tahmin edersiniz ki Almanca bilmiyoruz. Her şeyi İngilizce okumaya çalışıyoruz. Mümkünse telaffuz etmiyor yazıyı gösteriyoruz:)))
Avusturya sınırları içersindeki söylemekte zorlandığımız yerler;
Klagenfurt am Wörthersee
Fuschl am see
St Wolfgang im Salzkammergut
Bir de gelirken geçtiğimiz Villach var vallah billah gibi bir yer:))
Salzburg'dan Hallstatt'a giderken geçtiğimiz kasabalar ve gölleri değil telaffuz etmek güzelliğini
anlatmaya kelimeler yetmez.
Bir saatlik görsel bir şölenden sonra Bad İschl'deyiz. Buradan trene binip Hallstatt'a gidiyoruz.20 dakikalık bir tren yolcuğu Hallstat'tayız.
Geldik zannetmeyin.
Tren istasyonunun hemen altında küçük tekneler bizi masal diyarı kasabaya götürdü.
Tekne sahile yanaşmaya başladıkça bu güzelliği kaçırmamak için teknedeki herkes fotoğraf çekmekte yarışıyorlardı.
Buranın geçmişi milattan önceki yıllara dayanıyor.Burada dünyanın en eski tuz madeni bulunmakta.Bu tuz madeni sebebiyle burada yerleşim oluşmuş. Keltler sonrasında romalılar hakimiyetinde kalmış.
Şimdilerde 900 civarı nufusuyla Unesco tarafından koruma altına alınmış turistik bir kasaba.
Yol boyunca peşimizi bırakmayan yağmur yağmaya devam ediyordu.Ama inanın bu hava bile buranın güzelliğini görmeye engel olamadı. Hemen birer tane yağmurluk alıp, kasabayı gezmeye başladık.
Kasaba küçücük avuç içi kadar bir yer ama her yer o kadar güzel ki bence bir tam gün gezilebilir.
Öncelikle resimlerle başlayalım.
Yağmur yağmasaydı şurada oturup manzaraya karşı bir şeyler içmek süper oldurdu:)))
Bahçemizde de uygulayacağımız bir yöntem. Tüm duvarlarda bu tahtalardan var. Gül veya diğer çiçekler buraya sarıldığında çok güzel bir manzara çıkıyor ortaya.
Arkadaşlarımızın geldikleri zaman uğradıkları, sahibi Türk bir pizza dükkanına uğrayıp selam söylememiz gerekiyordu.
Karnımız acıkmıştı. Pizza dükkanına girdiğimizde her yer çocuklarla doluydu.
Bunlar Avusturya'nın çeşitli yerlerinden okulla gelen öğrencilerdi. Bizim arkadaşımla konuşmamızı dinleyip ve bize bakıp bakıp kıkırdıyorlardı.
Merak ettik sonra kızlardan biri siz Türk müsünüz? diye sorunca nedenini anladık .Avusturya'da yaşayan Türk ve diğer ülkelerden gelen ailelerin çocuklarıydı bunlar. Aralarında Türk, Fransız, İtalyan çocuklar vardı. Biz le çat pat Türkçe ve İngilizce konuşmaya çalıştılar.
Bu arada bizde Enver beyi sorduk. Enver bey ellerinin hamuruyla bizim yanımıza geldi. Pizzaları kendi yapıyormuş.Arkadaşlarımızın selamını söyleyince çok memnun kaldı.
Bizde gelmişken bu güzel mekanda çok güzel birer pizza yedik.
Karnımız doymuş bir şekilde kasabanın geri kalan kısmını gezmeye devam ettik. Ve o fotoğrafta gördüğümüz manzaranın çekildiği yer.
Akşam üstüne kadar kasabayı gezip biraz alışverişten sonra artık dönüş yolculuğu zamanı gelmişti. Sahildeki teknelere binerek tren istasyonuna doğru yola koyulduk.
Toplam maliyeti soran arkadaşım Ayten İçin:)
4 gece 5 günlük turumuz.Biraz ucuz mu ne:))))
- Budapeşte uçak 25 Euro
- Budapeşte otel 25 Euro
- Ljubljana otobüs 15 Euro
- Bled otobüs 5 Euro
- Bled otel 30 Euro
- Villach 10 Euro
- Salzburg tren 15 Euro
- Salzburg otel 2 gün 80 Euro
- Hallstatt 25 Euro
- Viyana tren 20 Euro
- Viyana uçak 60 Euro
- Toplam 310 Euro
Ne zaman gidilmeli?
Kiminle gidilmeli?
Neden gidilmeli??
Bence 4 mevsim 365 gün, konu komşu kimi buluyorsan, dünyadan uzaklaşıp ufak bir masal diyarı molası için gidilmeli.
SON SÖZ
Hayatımda hiç bir zaman unutmayacağım, çok büyük bir üzüntü sonrası yaptığım bu geziyi
Canım arkadaşım Nevin Erken'in anısına yazıyorum.
Hosçakalın,ama lütfen bizimle kalın,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder